Başarı için başlamayı seçin…
Hayattan ve kendinizden şikâyetçi olmak yerine, bugün kendiniz için küçük bir adım atın. Yapmak isteyip de yapamadığınız ya da cesaret edemediğiniz bir şey yapın. Küçük başarılar, büyük başarılar için ilk adımdır. Gücünüz de var, yeteneğiniz de. Kötümser ‘Yapılamaz’ der. İyimser ‘Yapılabilir’ der. Motivasyona sahip kişi ise, ‘Yaptım’ der. Her sabah sizi motive edici mesajlar dinleseydiniz, zihniniz, yüreğiniz, ruhunuz coşku ve heyecanla dolsaydı, gününüz nasıl geçerdi?
Bir arkadaşınız, eşiniz veya patronunuz sizinle ilham veren, enerjinizi arttıran ‘Yapabilirsin! Başarabilirsin!’ mesajlarıyla dolu bir konuşma yapsaydı içinizdeki gerçek potansiyelinizi ortaya çıkarmak için içsel gücünüzü kim bilir nasıl kullanırdınız?
Her şeyi yapabilme, her şey olabilme, yaşamınızın her boyutunu istediğiniz şekilde değiştirme gücünüz var.
Bu yazıda düşüncelerinizi uyarmayı, yüzünüze tebessüm kondurmayı, yüreğinizi umutla, ruhunuzu coşkuyla doldurmayı amaçlıyorum.
Başlangıç noktası her yerdir
Bir turist ziyaret ettiği kasabanın yaşlı marangozuna sorar: “Bu kasaba neyiyle ünlüdür?’ Yaşlı adam yanıt verir. “Bu kasaba, dünyada gidebileceğiniz her yerin başlangıç noktasıdır. Buradan başlayarak istediğiniz her yere gidebilirsiniz.”
Yaşlı adam ne kadar haklı. Oysa çoğumuz yaşamın zenginliğinin hazzına varabilmek için başka bir yerde olmamız gerektiğini sanıyoruz: Önce bir noktaya gelelim, özlem duyduğumuz şeylere kavuşalım, ondan sonra mutlu olmaktan bahsedebiliriz.
Şimdi buradayız. Başka bir yerde ve zamanda olmamız imkânsız. Oysa, alacağımız kararları ‘eğer’ sözcüğü yönetiyor.
Eğer üniversiteden mezun olursam mutlu olacağım… Eğer sevdiğim kişiyle evlenirsem mutlu olacağım… Eğer çok para kazanacağım bir işe girersem mutlu olacağım…
Bu eğerler olduğumuz yerden başlamanızı engelliyor. Gücümüzü ve mutluluğumuzu baltalıyor. Şu anda başlangıç noktasındasınız. Dışarıdan kazanacağınızı sandığınız güç içinizde, burnunuzun dibinde.
Filler nasıl eğitiliyor biliyor musunuz? Daha yavruyken, kalın bir zincirle hayvanın bacağı
bir direğe bağlanıyor. Önceleri hayvan kaçmaya çalışıyor ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne zinciri koparabiliyor ne de direği yerinden oynatabiliyor. Fil yavrusu ayağında zincirle büyüyor ve kaçamayacağını kabulleniyor. Özgürlük kavramını yitiriyor. İşte bu noktada ayağındaki zincir çözülüyor ve yerine konulan ince bir halatla birkaç santimetre boyunda tahtadan bir çubuğa bağlanıyor. Fil, bu koşullarda kolaylıkla kaçabilecek olmasına rağmen olduğu yerde kalıyor. Çünkü hâlâ var olduğunu sandığı zincirini asla kıramayacağına inanıyor.
Çoğumuzun yaşamı da çocukluğumuzda koşullandığımız düşünce, duygu ve inanç kalıplarının esaretinde sürüyor. Olağanüstü yetenekleriniz, olağanüstü gücünüz var ve kullanılmayı bekliyor. Eğer yapabileceklerinizin hepsini yapmış olduğunuzu görebilseydiniz çok şaşırırdınız.
“Yapamam” deyip yapabileceklerinizi engellemeyin. Tek bir insan bile yapmak istediğinizi başarmışsa aynı güç sizde de var. Ne kadar hızlı koşabileceğinizi bilmek istiyorsanız, olimpiyatlarda en hızlı koşan insanı gözleyin, sokakta yürüyen insanı değil. Olimpiyat şampiyonu da bu başarıyı hak etmek için uzun süre kaslarını, bedenini, düşüncelerini eğitti. Ve yarıştan önce koçu motive edici sözler söyledi, değil mi? Binlerce tonu kaldırabileceği halde, gücünü bilmediği için tahta çubuğun esaretinde yaşayan fil gibi, kendinize empoze ettiğiniz sınırların farkında olun. Gücünüzün ve yeteneklerinizin farkında olduğunuzda, kendinize olan inancınız da artacaktır. Bu güçle dağları devirebilirsiniz.
Her şey olup bittikten sonra, “Bunu ben de yapabilirdim” dedi adam. Oysa önceleri, “Yapamam” diyordu. Sonra, “Belki yapabilirim” demeye başladı. “Peki bir deneyeyim” noktasına geldiğinde, biri ‘yapmıştı’ bile. Çünkü yapan bir kişi, en başından yapabileceğine inanıyordu. Başarılı insan yaratıcı ve üretkendir. Bir şeyi ancak ‘yaparak’ yapabilirsiniz, yapabileceğinizi düşünmek yetmez.
Başarılı insan başarının bir günde oluşmayacağını bilir. Adım adım hedefe yaklaşır. Ve hedefin de ötesine geçer. Sizi olabileceğinizin en iyisi olmaktan, istediklerinize sahip olmaktan ve yapabileceklerinizden alıkoyan ne? Tembellik mi? Risk alma korkusu mu? Başarısızlık korkusu mu? Başarı korkusu mu? Tüm bu korkular daha başlamadan bizi bitirir.
Başarının basamaklarının neresindesiniz?
Şimdi sayacaklarımı dikkatle okuyun.
Yapamam… Yapmam… Ne yapacağımı bilmiyorum… Keşke yapabilseydim… Belki yapacağım… Yapacağım… Belki yapabilirim… Yapabilirim… Yapıyorum… Yaptım.
Edison’a ampulü keşfetmeden önce, başarısız olduğu 999 deneme için ne hissettiğini sormuşlar. Edison şaşırmış: “999 başarısızlık mı? Hayır! Işığa kavuşamamanın 999
yolunu keşfettim o kadar.”
Bir öğrenci okulu bırakmaya karar vermiş. Öğretmenine derslerden çok sıkıldığını söylemiş. Öğretmeni onu okulda kalması için ikna etmeye çalışıyormuş.
“Okuldan vazgeçemezsin genç adam. Tarihte yer alan büyük önderler hedeflerinden vazgeçmedikleri için hatırlanıyorlar.
“Thomas Edison, Marie Curie, Simone de Beauvoir, İsmail Çokgören…” Öğrenci şaşırmış, “İsmail Çokgören kim?” “Gördün mü?” demiş öğretmen, “Onu tanımıyorsun. Çünkü o hedefinden çabuk vazgeçti.”
Sağlığınız nasıl? Özel hayatınız doyumlu mu? Şu soruları kendinize sorun:
Bir başkası olsaydınız, sizinle iş ortaklığına girer miydiniz? Kendinizi arkadaş olarak, dost olarak seçer miydiniz? Karşı cinsten biri olsaydınız, kendinizi eş seçer miydiniz? Dürüstçe verdiğiniz yanıtları beğenmiyorsanız, bunları ‘evet’e çevirmek sizin elinizde.
Korkular bir illüzyondur. Korkuları, üzerine giderek aşabilirsiniz. Yoksa bilinçaltınızda ‘sevmek kaybetmektir’ kasedi mi var? Sevmek kazanmaktır! Sevdiğiniz kişiyi ya da nesneyi kaybetseniz bile kendinizi kazanırsınız. İçinizdeki özünüz olan sevgi bir şekilde ortaya çıktıktan sonra gittikçe çoğaldığınızı fark edeceksiniz. Ayrıca gerçek olan hiçbir şey kaybedilmez. Kaybolan yalnızca illüzyonlardır.
Mutluluk, başkalarının ya da koşulların bize isterse sunduğu, isterse sunmadığı, altın tepsiden bir pasta değil ki. O sizin içinizde.
Hayat size borçlu değil. Ama sizin kendinize olan borcunuz büyük. Bu borç, nasıl mı çoğaldı? Yaşamınızın sorumluluğunu üstlenmemekle… İnsanları sömürmekle… Sorumluluk almadığınız için sizi sömürmelerine izin vermekle… Bedelsiz maddi ve manevi kazançlar… Hemen şimdi ve burada yaşamınızı yeni bir yola sokabilirsiniz.
Şu anda ne yapıyorsunuz? Bugün kendiniz için küçük bir adım atın. Yapmak isteyip de yapamadığınız ya da cesaret edemediğiniz bir şey yapın. Küçük başarılar, büyük başarıların ilk adımıdır.
Gücünüz de var, yeteneğiniz de. Nereden mi biliyorum?
- Siz bu evrende eşsiz ve özgün bir varlıksınız.
- Bu yazıyı okumak için kendinize zaman ayıracak kadar kendinizi değerli buluyor ve bir şeyleri değiştirmek istiyorsunuz. Nereye gitmek istediğinizi bilirseniz, istediğiniz yere gidersiniz. Haydi!